8 Mayıs 2007 Salı

Gidecem buralardan



08-05-2007 08:30
Gidecem buralardan
İçimde hüzün,
İçimde acı,
İçimde dertle, gidecem buralardan

İnmeden ömrüme son perde
Düşmeden başka başka derde
Üzülecek yokken (hazır) geride
Gidecem buralardan

Hep acıya mahkum oldum,
Hep ağladım, artık bıktım
Ha yaşadım, ha ki öldüm
Gidecem buralardan

Dertle gönül doldu-taştı
Çok dayandım, herkes şaştı
Gayri beni bile aştı
Gidecem buralardan

Bir arşın gitmişim, dönüp baktım da
Gülmedi gitti, şu kara bahtım da
Hep, çekip-gitmek vardı aklımda
Gidecem buralardan

Herkes, bir maske takmış
Hak-hukuk çook uzakmış
Artık ruhum candan bıkmış
Gidecem buralardan

Ne bir dostluk, ne bir vefa
Her ümidim, kalktı rafa
Kararlıyım artık bu defa
Gidecem buralardan

Ahmet Ünal ÇAM

7 Mayıs 2007 Pazartesi

Kardeşimin Ölüm Gününde


I
kardeşimin ölüm gününde
ona bir çiçek aldım hediye
mezarına dikecektir zaman
büyüdükçe, büyüyecek hatırası
Azrail elinde kır sepeti,
küçük bir kızdır-
ona doğru koşan.
kardeşimin ölüm gününde

ve yağacaktır yağmur hiç şüphesiz
biz kurban verdiğmizde Allah'a,
rahmet yağardı
babam şükür namazı kılardı ve de
namaz kılacaktır kalabalıklar
kardeşimin ölüm gününde

ağlamak güzel bir şey
iyi ki yarattın bizi
sızlıyorsa gözlerim bir kulun için
demek ki bizi insan yarattın!
et ve kemik ve sentimentaliz Rabbim!
kardeşimin ölüm gününde
beni de böyle ağlattın.

sormuyorum neden böyle genç-
tazeyken soluyor çiçekler
ve rahiyalarını ne güzel katarsın!
ama her zevkin bir faturası var
onu da muayyen bir zamanda alırsın
Rabbim daha bahar bitmeden soldu çiçekler
kardeşimin ölüm gününde

II

isyan en son kelimedir dilimde
ki yok alınyazısında istikbâl!
ya da var göremiyoruz hakikâti!
kardeşimin saçlarını kapatan bir cennettir istiklâl
kardeşimin ölüm gününde.

III

küsmedim Tanrım sana
sırası gelince teker teker geleceğiz
istemesemde bazen, alacaksın biliyorum
biriktirdiğim tüm dünyevi koleksiyonları
mesela şarkıları, şiirleri, arkadaşları
ve dahi toplayacaksın sokakları
kıyamet diyorlar adına
sana da bu yakışır Rabbim
ağlatmak bulutları
kardeşimin ölüm gününde.

IV

söz verdik sana "kalu bela" gününde
hatırlamak istiyorum cümlelerimi
hakkı değil mi bir kulun istemesi hakikati?
saçmalıyorum Allah'ım, biliyorum affet!
artçı bir hüzün vurdu saadeti
alnımın tam ortasından
kardeşimin ölüm gününde

ve tutacağım yakasından
topraktaki bütün zerrelerin
rüyadan daha keskin bileşkesini.
bu bir uyku Tanrım, öyle değil mi?
"ve insan ölünce uyanacaktır" dedi Peygamber
kalplerimizi aç Tanrım, bu ölüler ülkesinden kurtar bizi
zira burada sıraya giremeyecek kadar-
tahammülsüz bir kalabalık dolaşmakta
ve kesmekte her sabah bileklerini muhabbetin
hatta muhtıra bile yayınladılar
kardeşimin ölüm gününde.

V

davul ve zurna değil de
böyle hiç dinlenmemiş, fizik ötesi bir musiki
çaldığı zaman Yusuf'u gören kadınlar gibi
ellerini kesmeli kulaklar
hani Rabbim çok şey değil istediğim
nasıl bilirizden sonra,
mevsimlerin şahadetinden sonra yani
hani ayaklar terkedince kabristanı
ruhu kuşatan bir musiki çalınsa diyorum
toplayarak bütün Fatiha'ları
kardeşimin düğün gününde

VI

İbrahim'in önünde tek tek toplanmıştı kuş
evet her bahar açar laleler
ve vardır gül bahçelerinde ağıt yakan bir bülbül
Rabbim ölüm kralları bile etti tuş
benim arzum sadece bir tek gül
uzatılsın diyorum nadide nedimelerinden
toprağına ekilmiş bu taze geline
hakikaten biz ölüydük be Tanrım!
bunu anlıyorum şimdi
kardeşimin doğum gününde...
m. burak sezer

6 Mayıs 2007 Pazar

şu kadarcık...